İstanbul Valiliği Taksim Meydanı'nda 1 Mayıs İşçi Bayramı kutlaması için DİSK'in başvurusuyla ilgili kararını açıkladı.

İstanbul Valisi Davut Gül, "Biliyorsunuz 1 Mayıs, 2012 yılından itibaren Taksim'de kutlanmıyor. Dolayısıyla da Taksim bu anlamda sadece 1 Mayıs değil, bu tür etkinliklerin tamamına kapalı" ifadelerini kullandı.

Söz konusu karara tepkiler gecikmedi. İstanbul Barosu eski Başkanı Turgut Kazan sosyal medya hesabından şunları yazdı: 

“AYM kararları var. TAKSİM 1 Mayıs’a kapatılamaz. Bu yasak demokratik toplum gereklerine aykırı bulunduğu için, iki AYRI İHLAL KARARI verilmiştir. Dolayısıyla, artık aynı yasağı sürdürebilmek mümkün değildir. Kararda, önce günün nasıl doğduğu ve önemi açıklanıyor.

Sonra, 1977’de beş yüz bin kişinin katıldığı kutlamada yaşananlar aktarılıyor. Böylece, TAKSİM’in 1 Mayıs’la özdeşleştiği söyleniyor. Ve kendini bu kültürün parçası sayan herkesin, 1 Mayıs’ı TAKSİM’de kutlama hakkı vardır deniliyor.

2009’dan 2012’ye kadar 1 Mayıs’ın sorunsuz/müdahalesiz hep TAKSİM’de kutlandığı belirtilerek, İdarece belirlenmediği için TAKSİM’in yasaklanamayacağı dile getiriliyor. Ve Anayasanın 34. maddesiyle güvence altına alınan toplantı / gösteri hakkının İHLAL edildiğine karar veriliyor.

“AÇIKÇA GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA OLUR”

Asıl önemlisi, yeni ihlallerin önlenmesi için, o kararlar İstanbul Valiliği ile Emniyet Müdürlüğü’ne ve C. Başsavcılığı’na AYM’ce gönderilmiştir. Bu nedenle, Çalışma Bakanının açıklaması değer taşımıyor. Eğer, yasak uygulanacak olursa, açıkça görevi kötüye kullanma suçu oluşturur. 

Ve tekme / tokat / cop / tazyikli su / şiddet / gaz kullanılırsa Anayasanın 17. maddesi de ihlal edilir. Üstelik bu tür eylemlerin zamanaşımı yoktur. En doğrusu, AYM kararı uyarınca çağdaş ve demokratik bir uygulama yapılmalıdır.”

“BU BÜROKRATİK OLİGARŞİNİN ANAYASA’YA MEYDAN OKUMASIDIR”

BirGün yazarı ve çalışma yaşamı uzmanı Prof. Dr. Aziz Çelik ise, İstanbul Valiliği Anayasa Mahkemesi kararını hiçe sayıyor.  Bürokratik bir idari birim Anayasaya meydan okuyor ve herkesi bağlayan AYM kararlarına uymayacağını ilan ediyor. Bu bürokratik oligarşinin yargıya, hukuka, Anayasaya meydan okumasıdır. İstanbul Valiliğinin kararı açıkça Anayasa ihlalidir.

Okuyun Vali Bey:

"İşçi ve sendika kültürünün yapı taşlarından biri olan Taksim Meydanı yalnızca 1 Mayıs günü orada bulunanların dayanışmasını değil aynı zamanda emekçilerin ortak hafızasının varlığını göstermektedir. 

Bu durumda kendisini o kültürün bir parçası olarak gören her kişinin 1 Mayıs günlerinde Taksim Meydanı'nın ifade ettiği anlamı doğrudan tecrübe etmek ve edindiği tecrübeyi kuşaklar boyunca aktarmak için orada bulunma hakkı vardır.   

1 Mayıs'ın Taksim Meydanı ile özdeşleştirilmesi nedeniyle anılan mekânın sınırlanması aktarılmak istenen düşüncenin de sınırlanmasına neden olmaktadır” ifadelerini kullandı. 

“TAKSİM BİZİMDİR, 1 MAYIS’TA HERKES TAKSİM’E”

Umut Sendikası da, 1 Mayıs için Taksim çağrılarını yineleyerek “Mücadeleci sendikalar İstanbul’da 1 Mayıs'ta herkesi Taksim'e çağırıyor. “Taksim Meydanı işçilerindir, emekçilerindir. Yıllardır Taksim mücadelesi yürütenlerindir. Tüm yıl boyunca işçilerle mücadele edip, bedel ödeyenlerindir. Sesimizin ulaştığı herkese sesleniyoruz; Taksim bizimdir, 1 Mayıs'ta herkes Taksim'e!” dedi. 

SOL Parti İstanbul İl Örgütü de yaptıkları paylaşımla 1 Mayıs için Taksim Meydanı’na çağrısını tekrarladı. Yapılan paylaşımda “Tüm yasaklamalara karşı daha eşit, daha özgür, daha aydınlık yarınlar için 1 Mayıs’ta Taksim’de buluşalım!” dendi.