Sadece insanlara ateş edin

Balkan Kasabı General Mladiç, Srebrenica’ya saldıran Sırp’lara “Yalnız insanlara ateş edin, fabrikadaki makinelere dokunmayın, onlara ihtiyacımız var” diye emir vermişti. Yer insan hakları şampiyonları! Avrupa’nın göbeği. Bin dokuz yüz doksan beş yazının ortaları idi. Takvim insanlığın en kara günlerinden biri olan 11 Temmuzu gösteriyordu. Kasap Ratko 530 azılı katili ile. Onların dışında “Akrepler” diye bilinen başka bir katil sürüsü de Ratko ve adamlarına eşlik ediyordu. 8372 insan sırf Müslüman oldukları için çağdaş dünyanın tam ortasında canlı yayında bir film sahnesi izler rahatlığı ile Avrupa tarafından izlenirken ölüme yürüdüler. . Katliam mahalli insan hakları şampiyonlarından olduğunu iddia eden Avusturya’ya birkaç yüz kilometre uzaktaydı. Yine insan hakları ve insanlık değerlerini dilinden düşürmeyen Fransa, İtalya, İsviçre ve Almanya gibi ülkeler de Bosna’dan çok uzak değillerdi.
Bu arada BM adına görev yapan 400 kadar Hollandalı asker körebe oynuyordu. Söz konusu kendileri olmayınca çağdaş dünya işi ticarete dökmek konusunda hep mahirdir zaten. Görmezden geldikleri gibi çağdaş dünyanın itleri silah ve mühimmat desteği verdiklerini de kayıtlara geçmiş durumda. İşin acı tarafı sonra bu birliğe bir de üstün hizmet madalyası verildi. Şimdi nereniz insan diye soracağım da suç onların değil bence bir türlü derin uykudan uyanmayan biz doğulu kıt akıllı toplumların.
Katliamın Avrupalı katılımcıları bununla sınırlı kalmadılar. İnsan hakları şampiyonu Fransa’nın NATO gözetiminde Sırplara karşı yapılacak hava harekâtı planlarını sızdırdığı ve soykırıma göz yuman insani değerler şampiyonu AB’nin bir öteki terör destekçisi Yunanistan’ın bir grup Sırp sempatizanı vatandaşının da Sırplara katliamda yardım ettiği söylendi.
Yaşanan 2.Dünya Harbinden bu yana en çok ölümün gerçekleştiği ve Karanlık Avrupa’nın kara tarihine yazılıyordu. Irak’a demokrasi,Libya’ya barış,Afganistan’a huzur,Pakistan’a adalet!!! Götürenler Srebrenitsa’ya da sevgi şiirleri okuyordu katliam yapılırken.
Aslında şaşılacak bir şey yok . Daha yaklaşık yetmiş yıl önce demişti Milli Şairimi “Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar.”Hiç ders almayan doğunun ufuk fukaralığı böyle sürdüğü müddetçe çağdaş dünyanın şirin maskeler takmış katliamlarını çok izleriz daha. Ki şu an bile birçok noktada adı başka olsa da aynı acı filmi izliyoruz .
Batı hep aynı bildiğimiz batı. Anlamakta zorlandığım şey bu insanlık fukaralarına yamanma telaşımız. Avrupa Birliği bizim için neden bu kadar önemli ki. Sadece bu katliamdan olaya bakarsak bizim onlar için ederimizi hesaplamak çok zor olmayacaktır.
Ufkunu açmış kendi dinamiklerinin farkında,üreten,düşünen,sorgulayan bir Doğu birilerinin demokrasi havariliğine ihtiyaç duymadan gerçek insanlığı, gerçek sosyal yaşamı kendi iç dinamiklerinden alarak çok rahat oluşturabilir diye düşünüyorum. Burada ki asıl mevzu hem siyasi, hem ticari,hem sosyo -kültürel manada asırlarıdır işgal atında olduğunu bile bilmeden vatan millet Sakarya edebiyatı ile sarhoş bir ruh halinden acilen çıkıp iç dinamiklerinden, kültürel değerlerinden beslenen gözü kara ufku açık yüksek bilinçli bir toplum yaratarak batının bu iğrenç tiyatrosuna sahne kapatmak gerekiyor.
Bu saydıklarımı yapmaya aday benim uyuyan güzel dediğim Türkiye’den başka da aday olacak bir ülke göremiyorum maalesef. Benim canım ülkem de sahte kahramanlık destanları başka tiyatrolar ile kendi tatlı uykusunda iken bu gidişat nereye varır çok bilmiyorum .
Söyleyecek çok şey varken burada bitirmeyi ani bir kara olarak veriyorum. Bu yazıdan sonra sadece şunu düşünün…
KAN-GÖZYAŞI-ÇOCUKLAR-MÜLTECİLER-SAVAŞ-TERÖR-İNFİLAK-CANLI BOMBA- ŞEHİT-EYLEM…
Hangi coğrafyalarda ne için yaşanıyor…?
Katliamı insan yanımla kınıyor öldürülen binlerce insanı insanlığımdan utanarak rahmetle anıyorum…
ACISIZ BİR DÜNYA İÇİN ZEKİ BİR TOPLUM YARATMAK UMUDUYLA…